Ana sayfaGüncel Haberler

Milli Eğitim Bakanına MEKTUP

Bakana-Mektupİndir           Sayın Bakanım,      Milli Eğitim Bakanlığındaki müsteşarlık ve bakanlığınız dönemlerinde uygulamalarınızla, eğiti

Sayın Suat ÖZÇAĞDAŞ ile TBMM’nde görüşme
2025 Öyle bir yıl olsun ki….
Minnetle…

          Sayın Bakanım,      Milli Eğitim Bakanlığındaki müsteşarlık ve bakanlığınız dönemlerinde uygulamalarınızla, eğitim sistemimize yön vermekte, politikalar oluşturmaktasınız. Toplumun tüm kesimlerince bilinen bu durum, eğitim paydaşlarında mevcut sorunlara çözüm getireceğiniz yönünde önemli bir beklenti oluşturmuştur.          Milli Eğitim Bakanlığı, örgütsel yapısı ve işlevleriyle toplumun büyük çoğunluğunu doğrudan etkilemektedir. Ülkemiz eğitim sisteminin başarısı, gerek PİSA gibi uluslararası ölçekli sınavlar, gerekse her yıl tekrarlanan üniversite giriş sınav sonuçlarından da görüldüğü üzere, istenilen düzeyde değildir. Çocuklarımızın akademik başarılarının yıllara göre anlamlı oranda azaldığı bir gerçektir. Bu durumun en önemli nedeni ise, eğitim kurumlarının denetlenmemesi, denetim elemanlarının yıllar içerisinde etkisizleşmesi olduğuna inanıyoruz.            Yönetim bilimine göre, denetim sistemlerinin amacı, bağlı olduğu kurumun amaçlarının gerçekleşmesini ve
örgütün sağlıklı bir yapıya kavuşmasını sağlamaktır. Denetim elemanlarının görevi ise, yönetimce belirlenen mevzuatın uygulanmasını sağlamak, rehberlikte bulunmak, sapmaları önlemek, raporlar yoluyla yönetime geri bildirimlerde bulunmaktır.           176 Yıllık bir geçmişe sahip eğitim müfettişlerinin görev ve sorumluğu, günümüzde de bu sınırlar içerisindedir. Bilim ve teknolojinin çok hızlı ilerlediği, değişmeyen hiçbir kurum ve mesleğin olmadığı bir süreçte, denetim sistemleri de şüphesiz değişmek zorundadır. Söz konusu değişimin karar vericileri ise yönetim erkini elinde bulunduranlardır. Günümüzdeki denetim sistemi istenilen özellikleri taşımıyorsa, “müfettiş” kavramı; “devletin soğuk yüzü, korkulan kişi” olarak algılanıyorsa, bunun önlenilmesi ve değiştirilmesi gerekir. Bu yetki/sorumluluk da şüphesiz Bakanlığımız üst yönetiminindir.           Yaptıkları iş ve işlemler itibarıyla eğitim müfettişleri, mevzuat insanı olarak görülmektedir. Bakanlığımız denetim sistemine yeni bir anlayış kazandırılmak isteniyorsa, mevzuatın değiştirilmesi, denetim usul ve esaslarının yeniden belirlenmesi yeterlidir. Kaldı ki
meslektaşlarımıza görev ve talimat veren; Bakanlığımız Teftiş Kurulu Başkanı ile illerde görev yapan İl Milli Eğitim Müdürleri ve Eğitim Müfettişleri Başkanları, Bakanlığımız tarafından belirlenmektedir.           Denetim faaliyetleri, eğitim müfettişlerinin eğitim sistemine etkileri ve özlük hakları, günümüz itibarıyla mesleğimizin tarihinde hiç olmadığı kadar alt düzeydedir. Bu durum, eğitim sisteminin başarısını doğrudan etkilemekte; meslektaşlarımız, kendilerinden beklenen katkıyı eğitim sistemine sunamamaktadırlar. Eğitim müfettişlerinin, denetledikleri öğretmen ve yöneticilerden daha düşük maaş almaları, taşra teşkilatlarında görev yapan personel içerisinde maaş/ücret sıralamasında hizmetlilerden sonra gelmeleri, moral ve motivasyonlarını bozmaktadır. Günümüzde Milli Eğitim Teşkilatında 4 (dört) farklı maaş alan müfettiş bulunmaktadır. Aynı kurumu denetleyen, aynı inceleme/soruşturma dosyasını imzalayan müfettişlerin birbirinden ciddi oranda farklı maaşlar almaları kabul edilebilir bir durum değildir. Empati yapılması halinde meslektaşlarımızın içinde bulunduğu durum, kolaylıkla anlaşılabilecektir.      Eğitim müfettişliği, Anayasa Mahkemesi kararıyla, “kariyer meslek” olarak kabul edilmiştir. Görevde yükselme sınavı sonrasında “başarılı” olup, mesleğe yeni giren eğitim müfettiş yardımcılarının, bıraktıkları öğretmenlik mesleğinden daha düşük maaş almaları, hayatın olağan akışına aykırı ve traji komik bir durumdur. Bu arkadaşlarımız, tümüyle mali nedenlerden dolayı öğretmenlik mesleğine geri dönmektedirler. Bu süreçte yapılan kamu harcamaları, zaman ve enerji boşa gitmektedir. Nitekim, Bakanlığımızca son iki yılda ihdas edilen 750 müfettiş yardımcısı kadrosu açılan iki sınavla da doldurulamamıştır. Bu durum, mesleğimizin günümüzdeki yerinin değerlendirilmesi bakımından önemli bir ölçüttür. Meslektaşlarımızın yaşamakta olduğu sorunların çözülmemesi; özlük hakları başta olmak üzere mali hak kayıplarının giderilmemesi nitelik sorununu da beraberinde getirmektedir. Sözü edilen sınavların tekrarlanması, personel seçme ölçütlerinin düşürülmesi halinde, öğretmenlik yapmak istemeyenler, bu mesleğe yönelecektir. Bu durum ise yakın bir gelecekte müfettişlerin nitelik sorununu beraberinde getirecektir.           Örgütlerde, çıktı/ürün ve hizmetin değerlendirilmesi, gelişmenin sağlanması / başarının arttırılması sürecinde, denetim elemanları, sistemin en kritik ögesidir. Bakanlığımıza bağlı her türlü özel/resmi eğitim kurumlarının denetimine ve denetim elemanlarına gereken önemin verilmemesi, eğitim sisteminin bütününü olumsuz etkilemekte, yeni / başka sorunlara kaynaklık etmektedir. Tüm bunlar yazılı ve sözlü olarak sendikamızca, Bakanlığımız üst yönetimlerine bildirilmesine rağmen, yetkililerin sessiz ve duyarsız kalmaları anlaşılır değildir. Meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılması, alanda farklı uygulamalara yol açmaktadır. Belgelerle sabit olan konulardan bazıları;

*  4483 Sayılı yasa ile sadece valilere verilen “eğitim müfettişlerine görev ve talimat verme yetkisi” bazı illerimizde kaymakamlıklarca da kullanılmak istenmektedir.
* Ankara başta olmak üzere bir çok ilimizdeki İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde, eğitim müfettişlerine üvey evlat muamelesi yapılmakta, mevzuatla belirlenmiş görevlendirmelerde bile eşitlik ilkesine uyulmamaktadır.

* Mesleğe yeni giren ve güvenlik sorunu olan bölgelerde görev yapan meslektaşlarımıza, daha önce “görev gereği” verilen silah ruhsatı verilmemektedir.

          Milli Eğitim denetim sisteminin etkin hale getirilmesi; sorunlarının çözüme kavuşturulması, ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın daha iyi yetişmeleri ve Bakanlığımızın sağlıklı bir yapıya kavuşması bakımından önemlidir. Kurulduğu 1992 tarihinden beri çalışmalarını tarafsızlık ilkesi içerisinde sürdüren sendikamızın, mesleğin niteliği ile eğitim müfettişlerinin haklarını gözetmekten başka bir amacı bulunmamaktadır. Meslektaşlarımızın eğitim camiasının en yetkin grubu olduğu, eğitimin tüm paydaşlarınca kabul edilmektedir. Alanında yetişmiş meslek üstatlarıyla, eğitim ve denetim sisteminin sorunlarını ve çözümlerini biliyoruz. Bu alanda yapılacak her türlü çalışmaya katkı sunmaya hazırız. Belirtmek isteriz ki, büyük önem ve emek verdiğiniz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Programının başarılı olunması isteniyorsa;       

·        Taşra teşkilatlarında görev yapan 1.477 eğitim müfettişine, müfettiş ünvanlı tüm kamu personeline tanınan görev ve makam tazminatları verilmelidir. Bu durum, meslektaşlarımızın moral, motivasyon ve iş doyumlarını arttıracaktır.          Sayın Bakanım, sizlerin Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi içerisindeki konumunuz, rol ve etkiniz itibarıyla, yukarda bir kısmını açıkladığımız, eğitim sisteminin bütününü etkileyen mesleki sorunlarımıza çözüm getireceğinize ve meslektaşlarımızın mağduriyetlerini gidereceğinize inanıyoruz.

          Arz ederim.                                                                             

                                                                                            Osman ŞAHİN

                                                                                TEM-SEN Yönetim Kurulu Başkanı

Daha Yeni Gönderi

yorumlar

WORDPRESS'İN: 0
DİSQUS'U: 0